30 Kasım 2020 Pazartesi

"Dostluk Üzerine"


Dostluğun önemi ve iyi bir dostluğun nasıl oluşabileceğine dair konuları içeren Cicero'nun Dostluk Üzerine kitabından söz edeceğim bugün sizlere. Bu kitabı okurken kendi dostlarımı düşünerek duygulandım.  Çok değerli insanlara dostluk kurmuş olduğumu fark ettim.


Hadi o zaman sizlere biraz kitaptan söz edeyim. 

Laelius’un çok yakın dostu olan Scipio’nun ölümü üzerine ziyarete gelen Fannius ve Muciusla dostluk üzerine sohbete başlar. Arkadaşının ölümünden etkilendiğini, onun kadar iyi bir dostu kaybettiği için üzüldüğünü söyler. Ancak arkadaşının halk tarafından seviliyor olması, genç yaşta büyük başarılar elde etmiş olması, ailesine her zaman yardım etmesi, kısa süreli hayatında mutluluğun en büyüğüne ve ünlerin en fazlasına ulaşmasıyla hayatını en iyi şekilde tamamladığını düşünerek arkadaşının ardından yas gütmemektedir.

 Ölen kişinin geride bıraktığı şeylerle yaşamaya devam ettiğini, ruhun bedenle ölmediğini düşünen Laelius ruhun bedenden ayrıldıktan sonra en iyi ruhun Tanrı katına daha çabuk ulaştığını düşünür. Laelius, dostunun devleti için yaptığı çalışmalar sayesinde hep var olacağı düşüncesi sayesinde mutlu olmaktadır.

 Yaşamındaki deneyimlerle elde ettiği dostluk hakkındaki düşünceleri ise şu şekildedir;

  • Dostluğun her şeyden üstün tutulması gerekir.
  • Dostluk iyi insanlar arasında olabilir. Ancak iyi insandan kastı bilge olmak değil, iyi kişiliğe sahip olmaktır.
  • İyi bir dostluk akrabalıktan daha üstündür ve sınırlı sayıda kişiler arasında sevecenlik bağı ile kurulur.
  • Erdem olmadan dostluk olamaz.
  • İnsan yaşamı boyunca iyi günde sevinci kötü günde üzüntüyü paylaşmak için her zaman dostluğa gereksinim duyar. “Dostluk mutlu günleri daha aydınlık yapar, yıkımları paylaşarak hafifletir” diyerek dostun önemine vurgu yapar.
  • Yardımlaşma dostluk özelliğidir ancak çıkarlar amacıyla dostluk oluşturulamaz. Bu sebeple dostluğu doğa oluşturur. Çıkar gözetilmeden sadece sevgi ile ruhlar bağlanır.
  • Dostluğun temeli erdeme duyulan saygıya dayandırılmaktadır. İnsan erdemden ayrıldığı zaman dostluk devam edemez. Erdem dostlukta yumuşar ve işlenebilir hale gelir.  Bu sebeple dost için duyulan kaygı dostluğa engel olamaz. Aynı şekilde dostlukla gelebilecek olan sıkıntı ve üzüntüler yüzünden erdemden vazgeçilemez.
  • Dostluğu oluşturan çıkar düşüncesi değildir, ancak yardımlaşma düşüncesi dostluğun arkasından gelir.

Dost seçimine dikkat edilmeli ve dostta öncelikle iyi ahlak aranmalıdır. Dostluk iyi günde kötü günde yan yana olmayı gerektirir. Dostlukta sürekliliği sağlayan unsur bağlılıktır. Dostlar arasında anlaşmanın olması bağlılığı sağlamaktadır. Bağlılığın sürmesinde kendimize benzeyen, aynı zevklere sahip kişilerin dost olarak seçilmesi gerekmektedir.

Dostlukta iki insanın birbirini denk görmesi önemlidir. Yetenek, erdem, varlık, zekâ gibi herhangi bir konuda üstün olan kişi bunları dostu ile paylaşmalıdır.  Her dost için önce elden ne gelirse ve yardım edilen kişi ne kadarını alabilecekse, ona o kadarını vermelidir.

Farklı kişisel özellikler, ayrı zevkler de dostları ayırabilecek unsurdur. İyiler, kötülerle; kötüler, iyilerle dost olamazlarsa, bu yalnızca aralarındaki yaradılış ve zevk ayrılığının çok büyük olmasındandır. Dostluğun bitmesine neden olabilecek bir unsur da zaman içinde zevklerin veya ahlakın değişmesidir. İki kişi arasında oluşacak düşünce ayrılığı dostluğu düşmanlığa çevirebilmektedir.

Dostluk kurulmasına bazen kazanç düşüncesi neden olmaktadır. Bu sebeple kişiler sadece kendileri ve kendi değerleri için doğanın yaratacağı güzel dostluklardan mahrum kalabilir. Dosta duyulacak sevgi, kişinin kendisine duyduğu sevgiye eş görülmesi gerekmektedir. Çünkü insanlar kendine karşılıksız sevgi bağı ile bağlıdır. Dost da insanın bir ikinci kendisi gibidir.

Laelius’a göre sağlam bir dostluk şu kişiler arasında olabilir. “Yakınlık duygularıyla birbirine bağlanmış insanlar önce başkalarının tutsaklığını yenecekler, sonra doğruluk ve adaleti sevecekler, birbirleri için her şeyi yapacaklar, ama birbirlerinden, onurlu ve doğru olmayan hiçbir şeyi istemeyecekler, aralarında yalnızca sevgi ve beğenme değil, saygı da bulunacak.”

Doğada da dostluğun erdemin yardımcısı olarak verildiği düşünülmektedir. İnsan erdemin en üst seviyesine tek başına erişemediğinde, yanına bir ortak alarak o noktaya ulaşabilmektedir. Doğada yalnız bir hayat sürdürmek olanaklı değildir, insanlar da hayatlarında bir desteğe ihtiyaç duymaktadır. Hayatın değerinin anlaşılması için sevgi ve yakınlık olması yani erdemli bir dostluğun kurulması gereklidir. Scipio’nun erdemi tüm halk tarafından görülmüş ve herkes onu sevmiştir. Laelius da dostu Scipio’nun erdemini sevmiş ve kalbinde her zaman onu yaşatmaktadır.

Kitaptan hareketle dostluk kavramı çok geniş tanımlaması olabilecek ve farklı kişiler tarafından farklı boyutlarda ele alınabilecek bir olgudur. Öznel bir kavram olması sebebiyle herkesin dostluk anlayışının farklı olabileceği bir gerçektir. Kitapta genel olarak dostluğun tanımlaması, iyi bir dostluğun nasıl olacağı ve sınırlarının belirlenmesinde dikkat edilecek unsurlar ifade edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca dostluk ifadesi altında bazı insanların ihtiyaçlarını karşılama amacıyla çıkarları doğrultusunda bağ kurmakta olduğunu belirtmiştir.

Kitapta dostluğun ancak iyi insanlar arasında erdemli düşüncelerle oluşturulabileceği vurgulanmaktadır. Erdem dostluğun kurulması ve korunmasında etkilidir. Erdem sevmekten doğar ve karşılık beklemeden bağlanmayı sağlar.

İnsanlar kendilerine benzeyen başka bir insanla karşılaştığında ona karşı doğal bir sevgi oluştururlar bu sevgi zaman içerisinde artarak dostluğa dönüşür. Bu bağlamda dostların birbirleri ile anlaşması ve dostluğun sürdürülebilir olması adına dost seçimine dikkat edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Dostluk bazen sevgi ile değil çıkar duygusunun üstünlüğü ile kurulabilmektedir. Ancak böyle bir dostluğun uzun sürmesi mümkün değildir. İyi bir dostlukta karşı tarafın iyiliği için doğruların söylenmesi önemlidir, aradaki bağın bozulmaması için yapmacık ifadelerin kullanılması doğru değildir.

Dostlarımıza yeri geldiğinde öğüt verebilmeli, yanlışlarını söyleyerek iyiye yöneltebilmeli, ihtiyaç duyduğunda destek olabilmeliyiz. Dostlar arasında yanlışlar tespit edildiğinde sertliğe kaçılmadan ve iyi niyetle uyarı yapılmalıdır. Yapılan uyarıların ise karşı konulmadan sabırla dinlenilmesi dostlar arasında bağın güçlenmesini sağlar. Bu gerçek dostluğun sürdürülmesi açısından çok önemlidir. 

Dostlar paylaşımcı olmalıdır, kendinde ne varsa onu arkadaşına koşulsuz verebilmelidir. Bunun içinde gerçek dostluğun bulunması gerekmektedir. Gerçek dostlukta kişiler birbirlerini eş görmelidir. Tüm statülerin yok sayılarak karşımızdaki kişiyi kendimizi sever gibi sevmeliyiz. Çünkü dost insanın bir yarısıdır. İnsan yalnız yaşayamayan ve hislerini paylaşmaya ihtiyaç duyan bir varlıktır.

Hepimizin hayatında farklı özelliklere sahip insanlar gelip geçmektedir. Hayatımızda her an var olabilecek, bizi kendisi gibi sevebilecek, kendini her zaman bizim yerimize koyabilecek, ihtiyaç duymamıza gerek kalmadan her durumda yanımızda olacağını hissedeceğimiz doğru kişiyi bulduğumuzda gerçek dosta sahip olmuşuzdur.

Yazımı kitaptan güzel bir sözle bitirmek istiyorum.
 İyi günlerinde senin kadar sevinecek biri olmasaydı mutluluğundan ne zevk alırdın?                       
Kara günlerinde senden çok üzülecek bir dostun olmasaydı, o günlere katlanmak güç olurdu.                                                                                                                                   Marcus Tullius Cicero



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder